Kasım ayı başlarken, Ukrayna bu yılki en büyük saldırıya maruz kaldığını, Rusya’nın 24 saat içinde 120 ayrı noktayı bombaladığını açıkladı.
Fakat dünyanın dikkati Gazze ve İsrail’de olanlara çevrilmiş durumda.
Rusya’nın geçen yıl başladığı işgalin ardından Ukrayna’nın en büyük korkusu, küresel desteğin azalmasıydı.
Ortaklarından askeri ve maddi destek alamadan Kiev’in sahada Rusya’ya direnmesi ve hava savunma sistemlerini aktif tutması mümkün değil.
Son bir ayda Rusya-Ukrayna cephesinde olanları inceliyoruz.
Yıpratma savaşı
Pek çok analist bu savaşı, kayıp vermeye daha uzun süre katlanabilen tarafın kazanacağını söylüyor.
Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valery Zalujni de “yıpratma savaşından” bahsediyor.
Ekonomist dergisi için yazdığı makalede “Tıpkı Birinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi bizi yenişememe haline getiren bir teknoloji seviyesine ulaştık” diyor.
Ukrayna, beş aydır devam eden karşı hücumunda Rusya’nın elindeki topraklarda yalnızca 17 kilometre ilerleyebildi.
Rusya bugün Ukrayna’nın uluslararası toplum tarafından kabul edilen sınırlarının içinde ve topraklarının yüzde 17,5’ini kontrol ediyor.
Son haftalarda çatışmalar, Ukrayna’nın doğusundaki Avdiivka kasabasının etrafında yoğunlaştı.
İki taraf da büyük kayıplar verse de üstünlük kurabilen olmadı.
İngiltere Savunma Bakanlığı’na göre Rusya’nın bu çatışmada yaşadığı kayıp, 2023’teki en büyük kaybı olabilir.
Genelkurmay Başkanı Zalujni iki tarafın da elinde benzer teknolojiler olduğunu, bu sayede karşı tarafın ne yaptığını görebildiklerini, fakat bu yüzden iki tarafın da hedeflerine ulaşabilecek bir adım atamadığını belirtiyor.
Ukrayna müttefiklerinden hedefleri daha hassas vurabilen, topçuları hedef alabilecek silahlar ve mayın temizleme robotları talep ediyor.
ABD ve Ukrayna
ABD Kongresi’ne yeni bir başkan seçilmesiyle birlikte Ukrayna’nın Batılı müttefiklerinin yardım gönderme hızı ve kolaylığı değişebilir.
Bu göreve 25 Ekim’de, Louisianalı Cumhuriyetçi Mike Johnson seçildi.
Öncesinde ABD Başkanı Joe Biden Kongre’den, 61 milyar doları Ukrayna’ya yardım olmak üzere 106 milyar dolarlık bir güvenlik paketi geçirilmesini talep etmişti.
Mike Johnson ise ABD yardımlarında İsrail’e öncelik vereceklerini belirtti:
“Vladimir Putin’in Ukrayna’da kazanmasına izin veremeyiz fakat Orta Doğu’daki önemli müttefikimizle, yani İsrail’le dayanışma içinde olmamız gerekiyor.”
Mike Johnson Ukrayna’yı desteklemeye devam edeceklerini söylerken, Beyaz Saray’ın Kiev’e daha net hedefler belirlemesi gerektiğini ve ortada bir hesap verilebilirlik olması gerektiğini ekledi.
Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Başkanı Oleksiy Danilov ise bu sözlere “İstedikleri her türlü bilgiyi sağlayabiliriz, hiçbir sırrımız yok” diye yanıt verdi.
ABD Ukrayna yardımlarını onaylasa bile, bu yardımlarda yaşanacak gecikmeler Ukrayna’ya sahada kayıp verdirebilir.
Öte yandan ABD Kongresi’nde Ukrayna’ya aktarılan yardım fonlarını bundan sonra Tayvan’a yönlendirmek gerektiğini düşünenler de var.
Ukrayna lideri Zelenskiy, ABD ve AB tarafından Rusya ile müzakere etmeleri için baskı altına alındıklarına dair iddiaları ise reddetti.
4 Kasım’da Kiev’de AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’le düzenlediği basın toplantısında “Herkes benim tutumumu bilir. Ukrayna halkının da tutumu aynıdır… Kimse bana müzakere için baskı yapmadı, buna AB ve ABD liderleri de dahil” ifadelerini kullandı.
Rusya’yla masaya oturmayacağını söyleyen Zelenskiy, Orta Doğu’daki gelişmelerin dikkatleri Ukrayna’dan uzaklaştırdığını da ekledi.
Genelkurmay Başkanı Zalujni gibi o da küresel müttefiklerini yardıma çağırdı, “Ukrayna olarak, demokrasi gibi ortak değerlerimizi savunuyoruz” dedi.
ABD medyasına verdiği söyleşide ise “Rusya hepimizi öldürmeyi başarırsa, bizden sonra NATO ülkelerine saldıracaktır” dedi.
Ukrayna, Rusya’nın işgal ettiği tüm topraklarını geri alma politikasını izliyor. Buna Rusya’nın 2014’te ilhak ettiği Kırım da dahil.
Moskova ise Ukrayna’yı işgalini, Batı’nın agresif politikalarına karşı başlatılan “özel bir askeri operasyon” olarak adlandırmayı tercih ediyor.
Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov savaşın bir yenişememe haline gelmediğini ve Rus birliklerinin cephede ilerlediğini öne sürüyor.
Rusya Savunma Bakanlığı’nın günlük güncellemelerinde cephedeki ölümler veya sorunlara dair herhangi bir bilgi yer almazken, öldürülen Ukrayna askerleri ve yok edilen Ukrayna ekipmanına dair bilgiler aktarılıyor.
Öte yandan Rus askeri blog yazarları, Avdiivka civarında çatışan askerlere yeterli eğitim ve destek verilmemiş olması nedeniyle Rus ordusunun tepe yönetimini sert bir şekilde eleştiriyor.
Sivillere yönelik saldırılar
Kış yaklaşırken Ukrayna’nın en büyük endişelerinden biri, Rusya’nın elektrik ve ulaşım gibi kritik altyapı hatlarına saldırılarını artırması.
Rusya’nın hedef aldığı yerlerin coğrafi olarak geniş bir alanı kapsaması, Ukrayna hava savunma sistemlerinin yeterli koruma sağlamasını da zorlaştırıyor.
Ukrayna birlikleri her gün toplar, roketler, füzeler ve İHA’larla düzenlenen saldırılara maruz kalıyor.
Rusya’nın topçu ateşinin menzilinde olan, cepheye en yakın yerler en fazla kaybın yaşandığı bölgeler oluyor.
31 Ekim’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde konuşan üst düzey bir BM yetkilisi “Rus hava saldırıları, yüzde 40’ından fazlası insani yardıma muhtaç bir şekilde yaşayan Ukrayna halkına hayal etmesi güç acılar yaşatıyor” dedi.
BM’nin insani yardım ofisinin koordinasyon direktörü Ramesh Rajasingham, Şubat 2022’de başlayan işgalden bu yana binlerce kişinin öldürüldüğünü söyledi.
BM bugüne kadar 9 bin 900 sivilin ölümünü teyit etse de gerçek rakamın bundan çok daha fazla olduğu uyarısında bulunuyor.
Ukraynalıların hayatını zorlaştıran bir diğer konu da sağlık hizmetlerinin sekteye uğraması.
Dünya Sağlık Örgütü, işgalin başından bu yana hastane gibi sağlık tesislerine yapılan saldırılardan 1.300’ünü teyit etti.
Bu sayı, aynı dönemde tüm dünyada sağlık tesislerine yapılan saldırıların yüzde 55’ini oluşturuyor.
Birleşmiş Milletler’e göre Eylül başından bu yana 13 sağlık tesisi saldırıya uğradı, 111 sağlık çalışanı ve hasta öldürüldü.
Tahıl Koridoru
Rusya’nın gemilere saldırmasını engellemek isteyen Ukraynalı yetkililer son aylarda Karadeniz’in batısındaki dar bir koridoru kullanıp tahıl gemilerini sırasıyla Romanya, Bulgaristan ve Türkiye’nin karasularından geçirerek dünyaya ulaştırmayı başarmıştı.
Bu yöntemle ihraç edilebilen tahıl miktarıysa kısıtlı.
Ağustos’tan bu yana bu güzergahtan 1 milyon ton tahıl ihraç edildiği hesaplanıyor.
2022’de işgal başlamadan önce ise Ukrayna 6 milyon ton tahıl ihraç ediyordu.
Günümüzdeki tahıl ihracatı miktarı geçen Ekim’in yarısı olsa da, beklenenden daha yüksek.